30 Kasım 2011 Çarşamba

öyle çok ...

öyle çok beklettik ki geniş zamanları
tamiri imkansız yaralar bir tarafta,
yüzümüzde hep sahte bir tebessüm ile
hep aynı şarkıları söyleyip durduk...

yalnız soğuk gecelerde
tenine sokulan bir sevgili gibiydi düşler,
seni ısıtan
uyandığında parçalayan...

öyle çok dinledik ki o mutlu masalları
inanamaz olduk mutluluğun gerçekliğine.
tek bir iz bile silemedi gidenlerden gelenler
hep daha fazlasını eklediler
geçmişin üzerine...

öyle çok uyuduk ki sevgi sandığımız kucaklarda
saçlarımızı okşayan eli "sonsuzluk" sandık.
en yüksek uçurumun kenarındaydık,
biz o eli inanarak bıraktık...

Hiç yorum yok: