4 Ekim 2016 Salı

Kaybedecek neyimiz vardı?

Bitti bir gün daha
Ve bir gece
Yalnız...

Oysa ne çok istemiştin
Sarı bir güne uyandığında
Terleyerek seviştiğin, kalbine dokunan bir kalpte uyanmayı! 

Yüzüne çarpan rüzgar yalandı!
Öfke ile yürüdüğün sokaklarda
Sana açılan tüm kapılar,
Sana gülen tüm dudaklar
Ve sığındığın tüm odalar yalandı! 
Bitiremediğin ve başlayamadığın
Ne yaparsan yap tutunamadığın
Kayıp giden, kaybolan giden
Üç nokta ile devam eden
Tüm hikayeler yalandı!

Yalandı! 
İnandığın tüm hayatlar yalandı! 
Yarattığın tüm masallar,
Gördüğün tüm düşler yalandı.
Yeniden kurduğunu sandığın 
O kumdan kalelerin yalandı...
Yıkıldı!

Tuz buz oldu hayallerin gözlerinin önünde
Uçsuz bucaksız bir denizdi pencerenden baktığın
Sahipsiz bir kucaktı
Uyuduğun, uyandığın! 
Yalan mıydı?

Sahi yalan mıydı?
Dokunurken dudaklarına
Gövdenden aşağı inen ateş 
Ve o an çalan şarkı kulaklarımda,
Isındığın kucak yalan mıydı?

Kaybedecek neyimiz vardı?

Gün bitti ve bir gece,
Üzerine örtünen saten bir çarşaf gibi
Kayıp giden göğsünden karnına
Eleri gibi, ve avuçları
Gün bitti!
Ve gece...

Bir kez daha özlemi kaldıramayacak yüreğim
Bir kez daha ayrılığı 
Heceliyorsun içinden 
Yal-nız-lık!
Yanılmaktan da öte,
Kaybetmekten de korkunç!

Oysa kaybedecek neyimiz vardı?

Hiç yorum yok: